Uygulamada idareler, özel güvenlik sektöründe kurucu, yönetici, eğitici veya şirket tüzel kişi ortağının yetkilendirdiği temsilciler aracılığıyla özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler, özel güvenlik şirketlerinde, alarm izleme merkezlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda kurucu ve/veya yönetici olarak çalışacaklar hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmaktadır. Bu güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda uyuşturucu madde satın almak ve kullanmak suçundan ceza alanların veya hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilenlerin özel güvenlik kimlik kartı iptali yapılmakta veya yenilenmemektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Hükmün Açıklanması ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması başlıklı 231’inci maddesinin beşinci fıkrasında sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı olduğu ifade edilmektedir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Hükmün Açıklanması ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması başlıklı 231’inci maddesinin 10’uncu fıkrası uyarınca ise denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 231’inci maddesinin 11’inci fıkrası uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.
İçindekiler
Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptali ve HAGB
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilebilmesi için mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde hükmettiği cezanın, hapis cezası ise 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olması gerekmektedir. 18 yaşından küçük çocuklar için de aynı ceza oranı geçerlidir. Ceza Muhakemesi Kanunu, 2 yıl veya daha az ceza miktarını mutlak nitelikte bir ölçüt olarak kabul etmiştir. Bu nedenle örneğin, kasten adam yaralama suçu, taksirle adam yaralama suçu, hırsızlık suçu, dolandırıcılık suçu, hakaret suçu, mala zarar verme suçu, tehdit suçu, şantaj suçu, uyuşturucu madde kullanma gibi suçlar nedeniyle hükmedilen hapis cezaları süre koşulunu sağladığı takdirde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilebilir.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçuna şüpheli hakkında, CMK’nun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, Cumhuriyet savcısı tarafından, beş yıl süreyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine kararı verilmesi gerekmektedir.
Cumhuriyet Başsavcılıklarına bu suçu işleyenler bakımından davanın açılmasını erteleme ve fail hakkında tedavi ve tedbirlere karar verme yetkisi tanınmıştır.
Türk Ceza Kanunu’nun 191’inci maddesi uyarınca kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınması, kabul edilmesi veya kullanılması bakımından, suçun maddi unsurunu oluşturan uyuşturucu veya uyarıcı madde ile TCK m.188’de yer alan uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda ve TCK m.190’da tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçlarında belirtilen, uyuşturucu veya uyarıcı madde esas itibariyle aynıdır.
Bununla birlikte, bu her üç madde metninde de uyuşturucu veya uyarıcı maddeden ne anlaşılması gerektiği açıkça ifade edilmemiştir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde TCK’da tanımlanmamıştır. Sözlük anlamı itibariyle uyuşturucu; morfin, kokain, eroin, afyon, esrar gibi duyulara uyuşukluk veren, uyuşturma özelliği olan, uyuşturan (madde), narkotik olarak tanımlanmaktadır.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde; Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde, kanunlarımızda veya kanunların verdiği yetkiye dayanan Bakanlar Kurulu kararında uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğu kabul edilerek tıbbi ve bilimsel amaçlar dışında imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi, bedelsiz devir edilmesi, bedelsiz devir alınması, bulundurulması, kullanılması yasaklanan, ya da ruhsata bağlanan, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak belirtilen eylemlere konu edilmesi suç oluşturan doğal veya yapay maddeler olarak tanımlanabilir.
Yargıtay, ithal veya ihraç edilen uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarının çok az olması ve failin kendisinin de uyuşturucu kullanan biri olması şartıyla, kişisel gereksinimi için yeterli miktarı aşmayan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ithal veya ihraç edilmesi durumunda, eylemin uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal veya ihraç suçunu değil, TCK m.191 hükmü kapsamında kalan kullanmak için bulundurma suçunu oluşturduğunu kabul etmektedir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptali Nedenlerinin Belirlenmesi
Öncelikle yapılması gereken ilk işlem, idari dava sürecine girmektir. Valilik tarafından yapılan özel güvenlik kimlik kartı iptali/yenilenmemesi ya da Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptali
için yürütmenin durdurulması istemli dava açılması gerekmektedir. Bu süreci ise alanında uzman bir avukat ile yürütmek, hak kaybına uğramanızı engelleyecektir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Suçlarından Haklarında Kamu Davasının Düşmesine Karar Verilenlerin Özel Güvenlik Sektöründeki Durumu
Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 10’uncu maddesi d) bendinde (Değişik: 2/1/2017 – KHK-680/69 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/67 md.) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile;
1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak.
2) Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık ve fuhuş suçlarından mahkûm olmamak.
3) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak.
e) (Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.)
f) Görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile engelli bulunmamak.
g) 14 üncü maddede belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmak.
h) (Ek: 2/1/2017 – KHK – 680/69 md.) Güvenlik soruşturması olumlu olmak ifadesi yer almaktadır.
06.01.2017 tarihli ve 29940 Mükerrer Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 680 sayılı KHK ile 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un bazı maddelerinde düzenlemeler yapılmıştır. İlgili KHK’nın 69. maddesi kapsamında Kanunun Özel Güvenlik Görevlilerinde Aranacak Şartlar başlıklı 10. maddesinin (d) bendinde bazı değişiklikler yapılmış ve konuyla ilgili maddeye “…Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak.” ifadesi eklenmiştir.
680 sayılı KHK ile yapılan bu düzenleme ile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak şartı getirildiğinden, bu suçlardan dolayı hakkında soruşturma ve kovuşturma bulunan kişilerin özel güvenlik kimlik kartı iptal edilmektedir.” ifadesi yer almaktadır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtiraz
Haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilenler ile ilgili işlemin 680 sayılı KHK’nın yayımlandığı 02/01/2017 tarihinden sonra kurucu, temsilci, yönetici ve özel güvenlik görevlisi olmak için müracaat edenlere uygulanması gerekmektedir. Oysa idare keyfi bir şekilde geçmişe dönük olarak hukuka aykırı şekilde idari işlem tesis ettiği durumlar söz konusu olmaktadır.
Haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilenlerden, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davrandığı için açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verilenlerin ceza kararı da ortadan kaldırıldığından yeniden müracaatları halinde özel güvenlik sektöründe kurucu, temsilci, yönetici ve özel güvenlik görevlisi çalışma izni verilmelidir.
Bu doğrultuda, “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları” dışında kalan suçlardan “Hükmün Açıklamasının Geri Bırakılmasına” karar verilenler hakkında süre sonunda “Kamu Davasının Düşürülmesine” karar verilmiş ise özel güvenlik görevlisi çalışma izni verilmesi ya da özel güvenlik kimlik kartlarının yenilenmesi gerekmektedir.
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarından haklarında soruşturma veya kovuşturma bulunan özel güvenlik görevlilerinin özel güvenlik kimlik kartı idare tarafından iptal edilmektedir. Özellikle uyuşturucu madde konusunda hukuka aykırı işlemler dikkat çekmektedir. Bu konuyla ilgili Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan yargılanan bir kişinin davasında kamu davasının düşürülmesi kararı verilmesine rağmen, idare tarafından 5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanunun 10. maddesi d. fıkrasına dayanarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sebebiyle özel güvenlik kimlik kartı hukuka aykırı olarak iptal edilmektedir.
İdare hukukunda iptal davası, idari yargı yolunda açılan ve idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan bir davadır. İptal davası, idari işlemlerin yetki, sebep, şekil, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olmaları nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan bir idari dava türüdür.
Özel Güvenlik Kimlik Karı İptallerinde İdari Dava
İptal davası, işlemin tebliği veya niteliğine göre ilanından itibaren belli bir dava açma süresi içinde açılmalıdır. İptal davaları, işlemin niteliğine göre “genel dava açma süresi” ve “özel dava açma süresi” olmak üzere iki türdür.
Genel Dava Açma Süresi: İptal davası açma genel süresi, Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gündür. Bu süreler, zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süredir. Kural olarak tüm idari işlemlere karşı iptal davası açma süresi, genel dava açma süresidir.
- Özel Güvenlik Kimlik Karı İptali Durumunda Yürütmenin Durdurulması Kararı
İdari işlemin iptali davasının en önemli unsuru, yürütmenin durdurulması kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, aleyhine iptal davası açılan işlemin idare tarafından davanın sonuçlanması beklenmeden uygulanması halinde kişilerin zarara uğramasını engellemek amacıyla verilen geçici nitelikte bir karardır.
Uygulamada Özel Güvenlik Görevlisi Kimlik Kartına İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemler Ve Gerekçeleri
- Ceza Davasında Hakkında Düşme Kararı Verilen Özel Güvenlik Görevlisinin Özel Güvenlik Kimlik Kartının İptali İşlemi
Özel güvenlik personeli hakkında açılmış olan bir davada verilen hüküm, mahkûmiyet ise hükmün sonuçlarına göre özel güvenlik kimlik kartı iptalinin gerekip gerekmediği kolaylıkla tespit edilebilmelidir.
Hakkında açılan ceza davasında düşme kararı verilen özel güvenlik görevlisinin kimliği iptal edilemez. Eğer özel güvenlik kimlik kartı iptal edilmişse açılacak bir dava ile bu işlemin iptali talep edilebilir.
- Ceza Davasında Hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Hagb) Kararı Verilen Özel Güvenlik Görevlisinin Kimlik İptali İşlemi
Özel güvenlik görevlisi hakkında açılmış ceza davasında kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiyse kimliğin iptal edilip edilemeyeceği konusunda ayrıma gidilmelidir.
1) 1 Yıldan Az Süreli Hapis Cezaları İçin Hagb Kararı Verilirse
Özel güvenlik görevlisi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı, 1 yıldan az süreli bir cezayı gerektiren bir suç için ise bu karar gerekçe gösterilerek özel güvenlik kimlik kartı iptal edilemez.
2) 1 Yıldan Uzun Süreli Kasten İşlenen Suçlar İçin Öngörülen Hapis Cezaları İçin Hagb Kararı Verilirse
5188 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca kişi hagb almış olsa dahi kasten işlediği bir suçtan dolayı 1 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suça karıştı ise bu durumda özel güvenlik görevlisi olabilme şartını kaybetmiş olacaktır. Bu sebeple de yapılan özel güvenlik kimlik kartı iptali işlemi ya da yenilememe işlemi hukuka uygun kabul edilecektir.
Yalnızca Savcılık Soruşturması Başlatılmış Olsa Dahi Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptali İşlemi İçin Yeterli Suçlar
Belirli suçlar bakımından özel güvenlik görevlisi hakkında savcılık tarafından yapılan bir soruşturmanın dahi olması, özel güvenlik kimlik kartı iptali için ya da yenilenmemesi için yeterli görülmüştür.
5188 sayılı Kanun 10.maddesinde d bendi 4.fıkrası uyarınca anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunması dahi özel güvenlik görevlisi olmaya engel sayılmıştır.
Savcılık Soruşturması Açılmış Olması Dahi Yeterli Suçlar Dışında Kalan Diğer Tüm Suçlar Bakımından Beraat Ya Da Takipsizlik Kararı Verilmiş Olması Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptalini Engeller
Kanun koyucu, yukarıdaki suçlar bakımından soruşturma açılmış olmasını özel güvenlik kimlik kartı iptali için yeterli saymıştır. Ancak bunlar dışında kalan diğer tüm suçlar bakımından kişinin hakkında başlatılan soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanması ya da ceza davasında beraat kararı verilmesi halinde özel güvenlik kimlik kartı iptali söz konusu değildir. Bu durumdaki özel güvenlik görevlilerinin kimlikleri iptal edilmişse, kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde yürütmenin durdurulması istemli idari işlemin iptali davası açılmalıdır.
İstihbarat Bilgileriyle Özel Güvenlik Kimlik Kartı İptali Mümkün Mü?
Güvenlik görevlileri hakkında istihbarattan gelen bilgiler gerekçe gösterilerek edilerek özel güvenlik kimlik kartı iptali işlemi ya da kimlik yenileme taleplerinin kabul edilmediği gibi durumlar uygulamada oldukça yaygındır. Ancak idarenin elinde yalnızca istihbarat bilgileriyle bir sebep varsa özel güvenlik kimlik kartı iptali için mahkeme bunu yeterli kabul etmemektedir.
2011-2012 yılları arasında TKKKÖ (Türkiye Kuzey Kürdistan Kurtuluş Örgütü) gençlik şehir yapılanması içerisinde faaliyetli şahıslardan olduğu bahisle özel güvenlik çalışma izninin ve özel güvenlik kimlik kartı talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacının Devletin güvenliğini tehlikeye düşürebilecek yasa dışı ideolojik bir görüşü benimsediğini, Kurumun güvenliğini ihlal edebilecek tutum ve davranışlar içerisinde bulunduğunu veya terör örgütleri ile irtibak ve iltisakını ortaya koyan hukuken kabul edilebilir somut bir tespite yer verilmediği, davacının herhangi bir suçtan hüküm giymediği ve hakkında açılmış bir soruşturma veya kovuşturma bulunmadığı, yalnızca “2011-2012 yılları arasında TKKKÖ (Türkiye Kuzey Kürdistan Kurtuluş Örgütü) gençlik şehir yapılanması içerisinde faaliyetli şahıslardan olduğu” şeklindeki istihbari tespite istinaden davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğunun değerlendirilemeyeceği, bu hususun davacının güvenlik görevlisi olarak görev yapmasına engel ve hukuken geçerli kabul edilebilecek bir nitelik taşımadığı, bunun dışında da davacı hakkında başkaca bir iddia veya belgenin de idarece ortaya konulmadığı anlaşıldığından, davacının özel güvenlik çalışma izninin ve özel güvenlik kimlik kartı verilmesi yönündeki başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulüne… (Danıştay 10.Dairesi’nin 2020/295 E. 2020/5452 K. sayılı kararı).
Özel Güvenlik Görevlisi Olmak İçin Aranan Şartlar
5188 sayılı Kanunun 10’uncu maddesi uyarınca özel güvenlik görevlisi olmak için aranan şartlar şunlardır:
1- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak
2-(Değişik: 21/4/2005 – 5335/23 md ) Silahsız olarak görev yapacaklar için en az sekiz yıllık ilköğretim veya ortaokul; silahlı olarak görev yapacaklar için en az lise veya dengi okul mezunu olmak
3- 18 yaşını doldurmuş olmak
4- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile;
a- Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak
b-Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık ve fuhuş suçlarından mahkûm olmamak
c-Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak
5-(Mülga: 23/1/2008 – 5728/578 md.) 8845 f) Görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile engelli bulunmamak
6-14 üncü maddede belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış olmak
7- Güvenlik soruşturması olumlu olmak
Aynı kanunun 11. Maddesi uyarınca yönetici veya özel güvenlik görevlisi olabilme şartlarını taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği tespit edilenlerin kimliği iptal edilir.Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı veya irtibatı olduğu tespit edilen kişiler, özel güvenlik alanında faaliyet yürüten şirket veya birimlerde çalışamazlar.
Buna göre güvenlik görevlisi olmak için gereken şartları sonradan kaybeden veya sonradan terör örgütü ya da milli güvenliğe karşı faaliyetlerde bulunan yapı, oluşum ya da gruplarla ilişki kuran özel güvenlik görevlilerinin kimlikleri iptal edilir.
Yüksek Mahkeme Kararları
Hakkında açılan ceza davasında düşme kararı verilen özel güvenlik görevlisinin kimliği iptal edilemez
….davacı hakkında verilen … Sulh Ceza Mahkemesinin kararı incelendiğinde, davacı hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunduğu, tedavi süresinin 1 yıl olarak belirlendiği, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi uyarınca açılmış olan davanın düşmesine aksi takdirde davaya kaldığı yerden devam olunarak hüküm kurulmasına karar verildiği, davacının tedavi ve denetimli serbestlik hükmünün gereklerine uygun davranmış olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, ayrıca kararda tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde davaya kaldığı yerden devam edileceği belirtildiğinden davacı hakkında henüz bir mahkumiyet kararı verilmediğinin açık olduğu, davacının da anılan Mahkeme kararı ile getirilen tedavi yükümlülüğünü yerine getirmesi nedeniyle açılan kamu davasının düşürüldüğü, bu bağlamda davacı hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan verilmiş herhangi bir mahkumiyet kararı bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı……..(Danıştay 10. Dairesi’nin 2020/3197 E. 2020/5208 K.).
91/1779 karar sayılı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi kapsamında bir suçtan yargılanarak hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verilenler, belirlenecek olan denetim süresi tamamlanıncaya kadar silahlı özel güvenlik görevlisi olamayacak, bu süre zarfında talepleri olması halinde silahsız özel güvenlik görevlisi olabileceklerdir. Denetimli serbestlik süresi içinde kasten yeni bir suç işlememesi veya denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılması halinde denetim süresinin bitiminde silahlı çalışma izni verilebilecektir (Danıştay 10. Daire Başkanlığı’nın 29/11/2021 T., 2016/1351 E. , 2021/5872 K.).
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi’nin 22.03.2018 T., 2018/111 E. 2018/313 K. Sayılı kararı
Uyuşmazlık konusu olayda; davacının silahsız özel güvenlik görevlisi kimliğinin yenilenmesi için sınava girdiği ve başarılı olarak sertifikasını aldığı, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında davacı hakkında Ankara 12.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23.10.2007 tarih, Dosya No:2007/866, Karar No:2007/1086 sayılı kararı ile “Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak” suçundan 5237 sayılı Kanunun 191/2. maddesi uyarınca 1 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiğinin tespit edildiği, davacının 1 yıllık deneme süresi içerisinde denetimli serbestlik tedbiri gereklerine uygun davrandığının anlaşılması nedeniyle Ankara 12.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 09.01.2009 tarih, Dosya No:2007/866, Karar No:2007/1086 sayılı Ek Kararı ile hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verildiği, ancak 5188 sayılı Kanunun 10/d maddesinde aranan şartları taşımasına rağmen “Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak” suçunu işlediği sabit olduğundan bahisle Ankara Valiliği Özel Güvenlik Komisyonu’nun 03.04.2017 tarih ve 2017/367 sayılı kararıyla özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasının uygun görülmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda; 5188 sayılı Kanunun 10/d maddesinde aranan şartları taşıdığı açık olan davacının, Ankara 12.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 09.01.2009 tarih, Dosya No:2007/866, Karar No:2007/1086 sayılı Ek Kararı ile, 1 yıllık tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri gereklerine uygun davrandığından hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verildiği ve silahsız özel güvenlik görevlisi olarak çalışmayı talep ettiği göz önüne alındığında güvenlik ve arşiv araştırmasının olumsuz olduğundan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasının uygun görülmemesine dayanak teşkil edecek geçerli bir hukuki durumun olmadığı ve dava konusu işlemde bu yönüyle hukuki isabet bulunmadığı anlaşıldığından işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı’nın 25.12. 2018 T., 2018/3803 E. , 2018/4201 K. Sayılı kararı
İstemin_Özeti: Silahsız özel güvenlik görevlisi olan davacının, özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasının uygun görülmemesine ilişkin Ankara Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun 03/04/2017 tarih ve 2017/367 sayılı kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda; Ankara 6. İdare Mahkemesince, 5188 sayılı Kanun’un 10. maddesinin (d) fıkrasında, 2008 yılında 5728 sayılı Kanun’un 545. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, uyuşturucu madde kullanma suçundan hükümlü bulunmamanın, özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartlar arasından çıkarıldığı göz önüne alındığında, davacının kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak fiili nedeniyle almış olduğu cezanın özel güvenlik görevlisi olmak için aranan şartlardan olmadığı açık olup, bu itibarla tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen 23/11/2017 tarih ve E:2017/1111, K:2017/3557 sayılı karara karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine; Ankara Bölge İdare Mahkemesi 9. İdare Dava Dairesince, 02/01/2017 tarih ve 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 69. maddesi ile yapılan değişiklik ile ilgili fıkranın değiştirildiği, işlem tarihi itibarıyla “uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarından mahkum olmamak” şartının özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartlar arasına ilave edildiği, “kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak” suçundan davacı hakkında açılan davada, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 23/10/2007 tarih ve E:2007/866, K:2007/1086 sayılı kararı ile davacı hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 09/01/2009 tarih ve E:2007/866, K:2007/1086 sayılı ek kararı ile bir yıllık tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri gereklerine uygun davrandığından davacı hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve davacının silahsız özel güvenlik görevlisi olarak çalışmayı talep ettiği göz önüne alındığında güvenlik ve arşiv araştırmasının olumsuz olduğundan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla, özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasının uygun görülmemesine dayanak teşkil edecek geçerli bir hukuki durumun olmadığı ve dava konusu işlemde bu yönüyle hukuki isabet bulunmadığı anlaşıldığından işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen 22/03/2018 tarih ve E:2018/111, K:2018/313 sayılı kararın, temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemelerinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde sayılan davalar hakkında verdikleri kararların temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usûl ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile Ankara Bölge İdare Mahkemesi 9. İdare Dava Dairesinin 22/03/2018 tarih ve E:2018/111, K:2018/313 sayılı kararının ONANMASINA,..