Nafaka Alacağı Devredilemez ve Haczedilemez

Nafaka Alacağı Devredilemez ve Haczedilemez

I. NAFAKA ALACAĞI DEVREDİLEMEZ

Nafaka Alacağı Devredilemez ve Haczedilemez: Türk Borçlar Kanunu md. 183 uyarınca; “sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızası aranmaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir”. Bir borç ilişkisinde alacak hakkıyla alacaklının kişisel özellikleri arasında bir bağ varsa, o alacak niteliği gereği devredilemez. Nafaka alacağı niteliği gereği lehine hükmedilen kişiye özgü olduğundan başkasına devredilemez[1]. Nafaka alacağı ailenin korunması ve devamı için gerekli olduğu düşünülerek kabul edilmiştir. Bu nedenle nafaka alacağı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır, devri mümkün değildir. Ancak, birikmiş nafaka alacakları kişiye sıkı sıkıya bağlılık niteliğini kaybetmiş ve gerçekleştirmesi gereken sosyal amacı yerine getirememiş olduğundan devredilebilir.

Yargıtay 8. HD., 26.11.2013 T., 2013/10911 E. 2013/17723 K. Sayılı kararı:

“…Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011 /6735 sayılı dosya ile başlatılan icra takibi, boşanma ilamında alacaklı eş lehine hükmedilen, 1999 yılından takip tarihine kadar ödenmeyen birikmiş 11 yıl 4 aylık nafaka bedelinin tahsiline ilişkindir. Takip alacaklısı olan A.K. Bakırköy 18. Noterliği’nin 03.08.2011 tarihli temliknamesiyle takip dosyasındaki alacağını O.N.Ö.’e temlik etmiştir. Bu temlik ile artık takip alacaklısı A.K.’ın icra dosyasında tasarruf hakkı kalmamıştır…” [2].

II. NAFAKA ALACAĞI HACZEDİLEMEZ

İİK m. 83 uyarınca; “ilama dayalı olmayan nafakalar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczedilebilir. Ancak haczedilecek miktar bunların dörtte birinden az olamaz”.

İlama dayanmayan nafaka alacakları borçlunun geçimi için gereken miktar kesildikten sonra haczedilebilir. İlama dayanan nafaka alacağında nafaka miktarı, lehine hükmedilen kişinin geçinmesi için zorunlu bir para olduğundan ve mahkeme de bu tutarı nafaka alacaklısının sosyal ve ekonomik durumuna göre belirlemiş olduğundan ilama dayalı nafaka alacakları haczedilemez.

Yargıtay 12. H.D. 09.07.2002 T., 2002/14311 E. 2002/15013 K. Sayılı kararı:

“…ilama müstenit olan nafakadan kastedilen şey, dava sırasında hakimlikçe kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikle ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, ara kararı ile takibe konulmasındaki amaçta dava sonucu beklenmeksizin nafakanın bir an önce tahsilinin gerekmesidir. Başka bir anlatımla nafakanın ilama bağlanıp bağlanmaması bu gibi hallerde sonuca etkili değildir. İİK.nun 83. maddesinde “ilama müstenit olmayan” nafaka tabirinden anlaşılması gereken ise B.K.nun 507. maddesinde olduğu gibi mukaveleye müstenit nafakalardır. Yani zaruri olduğundan hakimlikçe hüküm altına alınan nafaka değil, tarafların serbest iradesi ile anılan madde koşullarındaki kararlaştırılan iradlardır. Hal böyle olunca lehine hükmedilen kişinin geçimi için zorunlu olan T.M.K.nun hükümlerine göre verilen nafakanın birikmesi ( teraküm ) etmesi halinde dahi niteliği itibariyle haczi caiz değildir. Mercice aksine düşüncelerle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir…” [3].

[1] Tekinay, Sulhi, Türk Aile Hukuku, İstanbul, 1978, s. 558; N. Nomer, Haluk, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 2015, s. 243.

[2] Çitak, Burçak, Eşler Arasındaki Nafaka Yükümlülüğü, İstanbul Üniversitesi Y.L. Tezi, İstanbul, 2016, s.8, naklen.

[3] Çitak, s. 14, naklen.